16 Aralık 2015 Çarşamba

FRAGMANLAR



Icimde tarif edilemez tutku birligi olustugunu hissediyorum. Bu ozel duyguyu erisebilmek icin bazen insanları feda ediyorum. Bunu neden yapiyorum anlayamiyorum. Sonuc ise mutluyum...

Biraz daha aciklama geregi hissediyorum yanlis anlasilmalara izin vermemek icin ... Bir insanin farkli duygulari istemsizce olmadan yasamasi taraftariyim. Aglamasini becerebiliyorsa eger ayni dakika icinde gulmeyi de becerebilmek zorunda olmali. Insanlar yasadiklari tum duygulari kendilerinin iyiligi icin oldugunu unutmamali. Yoksa ne onemi ve anlamı kalirdi ust duzey bir yasam alani belirlemenin??


Bir yetiskin bireyin el cirpmasi neden absurt kacar anlamis degilim. Ya da bir kadinin sigara icmesi. Ilginc ve hissiz. Aptalca seyler. Ele alinacak dogal ve dogaya uygun dusunmek insanların evrensel silsilesine bir ilmek atmak demek. Farkinda bile degiller yasadiklari hayatinin guzelliklerini. Bin varolus uzerine bir kere dogum yapinca mi kirlenir insanoglu. Vaftiz edilmis duygular her yer. Kacinilmaz tartismalar. Bitmeyen aksam önleri. Yakin duygular ama uzak gonuller, dile getiremeyecek kadar gizli sozler..

IBRAHIM DEMIROZ // FRAGMANLAR

15 Aralık 2015 Salı

ANLAMSAL EĞRİ VE YASAM UZERINE

Yazinsal hayatimizin en onemli ve ozel kusurlarindan biri olarak adlandirabilecegim kusurlu okuma tabiri uzerinde durmadan gecmek istemedim. Insanlik yasami boyunca hep bilgi arayisi içindi olagelmistir. Bunun esas sorumlulugunu üstlenmek yerine; kendi bilgi akisimiz icinde bir arayis, yonelim, ucsuz bucaksiz bir yol bulma telasi icine girmemiz de cabasi.


Basitlestirilmis bir kac tumce ile kanuyu aciklamak isterim ... Once 2 soru ile yonumuzu belirleyelim:

1) yasamimiz boyunca biriktirdiklerimiz neler olmustur?

2) kendimize karsi gercek ozne olabiliyor muyuz?

Ikinciden baslayalim...

Bir hayati yasarken etken dusuncelerimiz olmasina ragmen, edilgen bir davranis içine giriyorsak ya da girmek zorunda hissediyorsak oznelerarasi bir sikinti var demektir. Bu da ust yasam hakkimizi kendimizin bilerek ya da bilmeyerek gasp ettiğimiz anlamina gelmektedir. Bunun farkına varmamiz ise olgunluk olarak adlandırılabilecegimiz kemik yasiyla anlatma isine giriyoruz... Ancak nafile!!

Standart oznellik, tikellikten uzak ; kendi icinde donor bulabilegini inandığımız bir olgu meydana getirmekteyiz. Bunun ne derece dogru/ yanlis olduguna bakmaksizin kabullenmislik bir olcu olusturuyoruz.

Ilk soruya donmek gerekirse: ya biriktirdiklerimiz??

En ozel duygulari bir kumbaraya doldursak, yine de bu kadar ozel olabilir mi bilemicem ama. Insanlik tarihinde biriktirdiklerimiz bizi anlamli kilan tek olgu. Ne kadar bu davranışımizi freudsal bir yaklasimla ele alsalarda, cozumsuz bir sekilde cevap bu.. Uzgunum!

Akitilan kaplarda meydana gelen duygular yeri geldiginde firtina yaratmasinda uzerimize yok. Bu da ozel bir kabimizin olmasi gerektigini ve bunun icin de saf kalmanin huzursuz hafifligini bize yadsimak zorunda birakiyor.


Zengin olan da fakir olanda biriktiriyo insanoglu. Onemli olan bu biriktirilen duygulari ve kaliteli gecmis yasantilarini nerede/ ne zaman ve hangi kosulda kullanmamiz gerektigini biliyor olmamiz..

Her gerceklerin hayatinizda anlamli ve kalici olmasi dileklerimle..

   IBRAHIM DEMIROZ // ANLAMSAL EGRI VE YASAM UZERINE

3 Cisim Problemi

  yeniden