18 Mayıs 2017 Perşembe

HERKESLEŞMENIN Asil Hiçliği.



Senin kaç boğumlu bir ismin var? Böyle seviyorsak birbirimizi hikayemiz budur. Ağzının sol köşesine masum bir heykel,antlasmamiz bu yönde sakın unutma - sanki bilmiyoruz - bu savaş içinde savaş doksan dokuz ismin olsa bizi aradı. Gözlerimiz bizi bizden aldı gitti; ancak yine de bileklerime yazdım seni, mi soracaktik nefes alırken başka hiçbir şey/ bizler aslında iyi yalanlar soyleriz kimseye yıkıntılar arasından dogduk, aman! Kalsin kıyılar, çocuk gülümsemesi kaçmış içine, öldü. Ve igreniyorum senden! Çiçekler gecelerle altından çok sular geçti, biliyorum köprüler yıkıldı ;gelir harabe içinde uyanmak kırk ayagim deyimlendi hayatta/ kalıcı olamayacaksin yoksa, durup akmazdı sabah peydah olur farazi ağlamayı bilmeyen gözlerin arkasına gizlendik. Gerisi fasa fiso, fazla konuşma! Hiç konuşma... Alfabemizi seviyorum sadece iki harf ilgilendiyor bizi kulaklarımızın yamacina anlam aradık her zaman, dalgalar burada kürekler müzik notalarinda sakli, üzerimizde...Akıntıya mi kürek çekiyoruz Tiryandafilya? Biliyoruz sözlerimizi. İki harfli bol heceli alfabemizden, coğrafi dizelerimiz yürüyor bir yerlere, s... bil, umarım yetistiremessin sözlerini bu yakadan da peşinden düşüyor. Müzik tiz bir tonda, karanlık bildik kacilacak bir yer kalmadığında ayna çıkar karşımıza artık. Yargılanırken hep hile yapmışsınız . seversin, tüm klişeler hata yapmazmis, devrik olmayan bir tanrıyla karşılaşmak için güzel sözdür, dogrulmusuz. Kemikleri mi hisset. Segirtiyorum yanına anlamsız şekilde balık yaratmaya çalıştığımda uyarıyor beni akıcı bir dil geçiyor ara ara senin bilmediğin öyküm ün ihtiyacı olmasa gelir miyim sanıyorsun yanına, ne münasebet! Seni sevmek zaten yarı tanrılaşma sayılır. Kelimeleri akşama kadar beklemekten ve dönmekten özledim sanırım başka bir açıklama bulamıyorum ufukları başka, güneşi başka hayatlar nerden (ma) bilegimde dondurdugum kanımı akı t yer üç ayrı düşte üç ayrı hayat yaşıyorum. Bağımsızlık, hiç olmadı şu aralar yaşadıklarımız. Şiir seviyorsun.Romeo ilkellikleri diye bir deyim yerleşti oyuklari okşuyor, dokunuyor narlı okyanusuma ne yazar adımı bilmedikten sonra emin ve mağrur olabilirsin hisset atışları soyleme bu sırrımızi. Sus. Hep. Her daim. Birbirimizin olup sevmesini, kime ne? Ben suya karışmak istiyorum sen ise karanlığa istemedik biz. İstemeyiz. Gözlerimiz bizi, sizi kayıklariniz. İnsanız hepimiz size kıldı altında üstünde yeni dünya doğdu. Evet, sırtını seviyorum asil gelmiştir ince düşler ara ara kürek çekmeyi unutma. Gül. Hep. Balık ol. Baliklas. Hemen! Ara ara duraksadigini duyuyor; geceler seninle sevisiyor, herkes güzel şarkıda birbirine denk gelmiyor. Sana tam anılarımiz. Bazen konusursun tarif edilmez fark Tiryandafilya... Afilli bir hayat olsana! Fragmani düşmüş bir film şaşkınlığı var, söyler misin? - biliyorum cevabini - be bizden baska ne beklenir ki.. Hayatta tanım/terim, cümle ara bosluklarimda -aramamiza gerek kalmadan ilisiveriyor - karşı yakaya. Hemde hiç. Biliriz. Uslaniriz durduk yere zerre güven duymam hayatın sol şeridine geçmeyi. Biliriz hep.

Yetişebilmek ne mümkün(!) akıcı bir karanlık eşlik ederken yürüyor. Sırtüstü ve korkuyla ne kadar cümlelik hayat varsa içinden dua mı duy. Benisevme. Anla bilislerimizi, ne ruhsuz insanlar çevreledi hayatlarımızi. Yoksa girdiğim günahları hatırlamıyorum, dikkate deger bile oluyorum gökyüzünde/ içten doruk bir gülümsemesi ni seviyorum. Gizli kahramanim o benim ikinci bir sen, bu stabil duygularimin kırıntılarına efsun karıyorum.-bunları onu da bilmiyorum - rakamlara olan ilgimi bilirsin hic sevmem/nahos, sen karanlık düşlere gizlenmiş şiirleri. An meselesi yordamı hakim düşüncelere, yapilacak hikaye her taraf/ etraf, isimleri de unut- yüzüne alıştıra alıştıra bağır icimden dışıma...

IBRAHIM DEMIROZ / HERKESLEŞMENIN ASİL HİÇLİGİ

18/ 05 / 2017


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

3 Cisim Problemi

  yeniden