6 Şubat 2015 Cuma

Yaz(g)ı..

  



Endamlı olan kız,sanatsever,irite edilmiş resmin önünde duygularını oluşturadursun; medarı iftiharımız olma yolunda yürüyordu.Tablodaki tek erkek canını fazlaca sıkmış olacak ki, eleştirilerini ard arda sıralamaktan kendini alamıyordu. Diğer yandan temsili adam(bu emekçiydi ve bu işine yirmi üç yılını vermişti) maden ocağında daha ne kadar taşların bağrına kazma vuracağını düşünüp, okula başlayan çoçuguna on ikilik renkli kalem seti alma hayalleriyle avunuyordu.( yirmi dörtlük alamazdı, o zaman elektrik faturası geçebilirdi)Alınteriyle orantılı bir maaş alamadığını bu duygular içinde fark etmişti yıllar boyu.Tam bu sırada evde kaynayan çorbanın sıcaklığı,karşı komşunun pencere aralığından içeri sızmaktaydı.Hatta kendini biraz zorlasa, ucuz çorba kokusunu bir anda içine çekerek bitirebilirdi.Kokunun tarifini almak istediğinde, burnuna sobadan sızan kömür kokusu isabet etmişti.Planlar ne kadar da çabuk değişiyordu.Şaşırmıştı.İçeriki odada büyük annesi, ulu dua kelimelerini cümle yapmakla meşguldü.Otobüse yetişmek mi istiyordu, yoksa evde yemeği mi vardı, aklından gecenler tam olarak anlaşılmıyordu.Niyetinin iyi olduğunu düşünerek dudaklarını bükmekten kendini alamadı.Ellerini yukarı kaldırıp; dua eden büyük annesinin iştince duasına amin demek gelmedi içinden. ''Umarım kabul olmaz'' diye içinden geçirerek başını hızlıca cama çevirmişti bile.[....]
                     05/02/2015